27 Nisan 2012 Cuma

TTNET Genç Yeteneklerin Yanında!

TTNET’in “Yeteneğe Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek Projesi”yle, gençlerimiz yeni kariyer firsatlarını keşfediyor.

Bilişim sektörüyle tanışan gençler, aldıkları eğitimlerle iş hayatına hazırlanıyor. TTNET, Türk ekonomisine destek oluyor. Siz de bu ücretsiz eğitimler hakkında bilgi almak için hemen tıklayın.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

26 Nisan 2012 Perşembe

Süper İlginç Bir Film: İçinde Yaşadığım Deri


Filme başlarken bu kadar ilginç bir konusu olduğunu düşünmemiştim açıkçası. Aaa Antonio Banderas oynuyormuş izleyelim diye düşündüm. Eşimle birlikte izlemeye başladık. Bir kere filmi izlerken bir sonraki sahnede neler olacağını merak ediyorsunuz.. Bu kadın kim acaba diye düşünüyorsunuz. Filmin ortasına kadar meraklar içinde izliyorsunuz, sonra yavaşa yavaş dökülmeye başlıyor:))

Filmin orjinal adı: The Skin I live in. Türkçeye de İçimde yaşadığım Deri olarak çevrilmiş. Filmin başrol oyuncuları: Antonio Banderas, Elena Anaya, Marisa Paredes. Yönetmen Pedro Almadovar. Yapım yılı: 2011 ve tabii imdb puanı: 7.7

Filmin yönetmeni Pedro Almodovar bir kitap uyarlamasını beyaz perdeye taşımış. Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet'in "Tarantula" isimli 2005 tarihli romanından uyarlanmış.  Ben kitabı okumadım ama yorumlar iyi bir iş çıktığı yönünde:)





Filmin konusuna gelince: Filme Antonio Banderas bir doktor ve yapay deri üretmeye çalışıyor. Eşi bir yangında ileri derecede yanmıştır. Yüzünü gördüğünde bu duruma dayanamayıp, camdan atlayarak intihar eder. Olaya şahit olan kızı da seneler sonra başına gelen kötü olaylar sonrasında aynı şekilde intihar eder. Bunun üzerine doktor deri üretmek konusundaki ilginç çalışmalarına devam eder.

Aslında konusunu çok üstü kapalı anlattım. Konusunu tamamen anlatırsam izlerken merakınız kaybolur diye düşündüm. Bundan sonrası da zaten size kalmış. İyi seyirler dilerim.

25 Nisan 2012 Çarşamba

Biraz Nostalji İyi Gelebilir: Roman Holiday


İnsan sırf Audrey Hepburn'un güzel yüzü için bu filmi izleyebilir. Hele eski siyah beyaz filmleri seviyorsanız ki ben bayılıyorum mutlaka izlemeniz gereken bir film:) Çok güzel saatler geçirmenizi sağlayacak. Ama eski bir film olduğu için günümüz filmleriyle karşılaştırıp büyük beklentiler içerisine girmenizi tavsiye etmem hiç. Bunu da söylemiş olayım sonra bana bu mu önerdiğin film demeyin:)

Filmin adı: Roman Holiday. Türkçe adı ise Roma Tatili. Başrolde oynayanlar: Audrey Hepburn, Gregory Peck, Eddie Albert. Film 1953 yılında yapılmış ve imdb puanı: 8.1

Bu filmle Güzeller güzeli Audrey Hepburn En iyi Kadın Oyuncu Oscarı'nı alarak adını duyurmuş. Filmedeki performansı gerçekten çok başarılı ama. Ayrıca film o sene 3 Oscar ödülü almayı başarmış.

Filmin konusuna gelince, aslında çok klişe bir konu. Zengin kız fakir erkek aşkı:) gibi birşey. Ann rolündeki Hepburn bir ülkenin prensesidir ve ziyaret için geldiği Roma'da saraydan kaçarak bir gün için normal bir genç kız kılığına bürünür. Onu sokakta uyurken bulan yakışıklı gazeteci Bradley ise kim olduğunu farkeder ve durumu ona belli etmeden ondan haber yapmaya çalışır.





Ayrıca Audrey Hepburn'un ince beliene hayran olduğumu da belirtmeden edemicem:)

17 Nisan 2012 Salı

İyi ve Kötünün Çekişmesi: Black Swan


Filmi geçtiğimiz yıl ödül aldığından beri merak etmekteydim. Ama bir türlü fırsat bulup da izleyememiştim. Sonun da dün izledim ve hemen görüşlerimi paylaşmak istedim. Filmi sıkılmadan izledim diyebilirim. Ancak güzel bir film miydi derseniz. Olumlu yorum yapmam pek mümkün olmayacak maalesef. Pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Bu derece iç karartan filmler pek tarzım değil sanırım onu anladım.

Filmin türü psikolojik gerilim olarak geçiyor. Aslında psikolojik filmleri oldum olası sevmişimdir. Ama ne biliyim burada kızın içinde bulunduğu psikolojik karmaşıklık sanki biraz abartılı ve haliyle de ağır geldi. Hani denir ya Ruhum daraldı resmen:)

Filmin orijinal adı: Black Swan Türkçe adı: Siyah Kuğu. Yönetmeni: Darren Aranofsky. Başrol oyuncuları: Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel. Filmin yapım yılı: 2010. imdb puanı: 8.4







Filmde Nina adlı genç bir balerinin hikayesi anlatılmaktadır. Nina yeni oyun Kuğu Gölü'nde oynamayı çok istemektedir ve isteği olur ve kraliçe kuğu olarak seçilir. Ancak bu Kuğu Gölü farklı bir uyarlamadır. İçerisinde bir beyaz bir de siyah kuğu vardır. İki zıt karakter... Nina her iki karaktere de bürünmek zorundadır. Son derece masum ve saf olan genç kız için zorlu bir süreç başlar. Bu arada bale grubundaki arkadaşlarından biri olan Lily (mila Kunis) de bu role göz dikmiştir ve bu rekabetten bir güç doğar...

Sonuç olarak, filmi izlemeniz tavsiye eder miyim? Buna dair bir yorum yapamayacağım. Ancak film 2 adet Oscar Ödülü almış. Natalie Portman En iyi kadın oyuncu ödülünü kazanmış. Netice olarak oyunculuklar falan gayet başarılı. Karar vermek size kalmış:))

10 Nisan 2012 Salı

Romantik Komedi Sevenler İçin İdeal: The Holiday


Eşimle birlikte ne seyredelim diye film ararken birden karşımıza çıktı bu film:) Zaten Jude Law 'ı görünce atladık hemen. Kesin güzeldir dedik. Ve izlerken çokça güzel vakit geçirdik:) O yüzden bu filmi de anlatmalıyım ve önermeliyim diye düşündüm. Aslında belki diyeceksiniz: Sen her filmi öneriyorsun diye. Ama imdb puanına bakarak seçtiğim filmleri ekliyorum sayfamı ki ne yapayım:) Genelde 6 ve üzeri puan alan filmleri tercih ediyorum ben de izlerken.

O zaman hemen tanıyalım bu filmi: Orijinal adı: The Holiday, Türkçe adı ise: Tatil. Başrol Oyuncuları: Jude Law, Cameron Diaz, Kate Winslet ve Jack Black. Yönetmen: Nancy Meyers Yapım yılı: 2006. imdb puanı: 6.8 ...





Filmin resimlerine bakarsanız, aslında kış günlerinde özellikle yılbaşına doğru izlemenin daha eğelenceli olabileceğini görebilirsiniz:) Hemen konusuna gelecek olursak: Irıs ve Amanda her ikisi de erkekler yüzünden hayal kırıklığına uğramış bayanlardır. Yaşadıkları hayal kırıklığından kurtulmak için çözümün tatile gitmek olduğunu düşünürler. hem de çooook uzaklara... Irıs evini bir ev değişim sitesine koymuştur ve Amanda bunu tesadüfen görür. Iris Amandanın Los Angelestaki evine Amanda da Iris'in Londra'nın küçük bir kasabası olan Surrey deki evine gider. Bundan sonrası zaten çok eğlenceli ve güzel. Hayatlarında köklü değişikliler olur:)

Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim:)

9 Nisan 2012 Pazartesi

Güzel Bir Gerilim Filmi: Siyahlı Kadın


Son günlerde sinema afişlerinde sıkça gördüğüm bir filmdi. İzlemeyi de çok istiyordum. Biraz korkak olduğumdan daha önce gerilim filmi seyretmişliğim bir elin parmakları kadardır. Ama bu defa merak ettim ve eşimle birlikte izledim. Ama iyi ki de izlemişim. Çünkü çok beğendim. Özellikle filmin sonunu çok beğendim. Birazcık tüylerim ürperdi yani:)

Filimi daha yakından tanıyacak olursak: Filmin orijinal adı: The Woman in Black. Türkçe'ye Siyahlı Kadın olarak çevrilmiş. Filmin Yönetmeni: James Watkins, Başrol Oyuncuları: Daniel Radcliffe, Ciaran Hinds, Janet McTeer. Film 2011 yapımı ve imdb puanı: 6.8 .



Filmin konusuna gelince: Avukat Arthur Kipps bir miras işi için küçük oğlunu bırakıp, bir kasabaya gelir. Geldiği kasaba da çok ilginç olaylar olmaktadır. İnsanlar küçük çocuklarını birşeylerden kıyı kıyı saklamaktadır. Bu arada miraslık olan eve bakmaya gittiğinde orda daha da ilginç olaylarla karşılaşır. Evin içinde bir kadının hayaletinin yaşadığını öğrendiğinde ise bu kasabadaki birkaç çocuğun hayatına mal olmuştur. Kendi oğlunun hayatı ise....Belki o da tehlikededir ve onu kurtarmak için büyük çaba sarfeder. Başarılı olur mu? Bu sorunun cevabını öğrenmek için izlemeniz gerekir.

Bu arada filmdeki tarihler ve mekanlar gerçeğe çok uygun bir şekilde çekilmiş ve izleyicinin beğenisini kazanmış. Okuduğum tüm yorumlarda bunu gördüm. Bazı anlar da insan irkilmeden edemiyor. Bu da gerilim kalitesi iyi dedirtiyor:)

6 Nisan 2012 Cuma

Biraz Yavaş İlerlese de Güzel: Bir Zamanlar Anadolu'da


Öncelikle filmi sanatsal açıdan değerlendirmek gerektiğini düşündüğümü söyleyerek başlayabilirim. Film gerçekten bir sanat filmi. İçerisinde felsefik, ders çıkartılacak cümleler falan var. Yapacağım olumsuz yorum ise filmin bir kısmının gece çekilmiş olması nedeniyle biraz iç karartıcı olması. Özellikle bu detayın filmin başında olması, ilk onbeş dakikayı izledikten sonra yarıda bırakılma olasılığını arttırıyor.

Filmin yönetmeni: Nuri Bilge Ceylan. Başrol oyuncuları: Muhammed Uzuner, Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan ve Fırat Tanış. Yapım yılı: 2011

 Nuri Bilge Ceylan ilginç bir yönetmen olarak nitelendiriyor. Filmlerinde şöhret olma, para kazanma kaygısından çok sanatsal ağırlık, hayatı anlamaya ve anlatmaya çalışmak, bunu yaparken de insanları biraz düşünmeye itmek gibi özellikler var. Bir Zamanlar Anadolu'da filmi Cannes Film Festivaline katılmış ve jüri özel ödülü almış. Ödülü de haketmiş diyebilirim kesinlikle:)


Filmin konusuna gelince: Anadolu'nun küçük bir şehrinde bir grup insanın bir cesedi aramasıyla başlar film. Gece yarısı başlayan aramaları sabaha kadar sürer ve sonunda bulunur. İşte konu bu:) ama başta da söylediğim gibi bu film bir sanat filmi ve konudan çok anlatım üzerine kurulmuş. Vaktiniz varsa izleyebilirsiniz:)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Anılarınızı Duvara Yansıtın!

Ailece gittiğiniz yaz tatilinde yaptıklarınızı yeni Sony Projektörlü Handycam ile kaydettiyseniz istediğiniz her yerde ışıkları biraz kısarak sevdiklerinize izletebilirsiniz. Diyelim ki tatilden sonra annenizin evine gittiniz. Malum emektar televizyonların usb girişi ya da SD kart girişi olmayacaktır. Peki ne mi yapıyoruz? Işıkları kısıp, yeni Sony Handycam’inizin projektörünü açıyorsunuz ve tüm anılarınızı duvara yansıtıyorsunuz. İşte hepsi bu!

Sony’nin, Handycam’in tanıtımı için hazırladığı bu kısa videoda görüntü kalitesi ve kameranın diğer özellikleri sanki kendi evimizde gerçekleşiyor gibi canlandırılmış. Şimdi hayal gücünüzü zorlayın ve projektörünüzü nereye yansıtacağınızı düşünün. Çünkü artık her yüzey bir sinema perdesi...

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Dehşet Bir Film: The Grey


Dehşet bir film derken kastettiğim şey, filmin inanılmaz güzel olmasının yanında, dehşet verici sahnelere sahip olması diyebilirim. Filmin adı olan gri kelimesi kurtların renginden geliyor ve bolca aç kurt görüyoruz filmde. Ama şunu söyleyeyim, başından sonuna gözünü kırpmadan izleyebileceğiniz bir film.

Filmin Orjinal adı: The Grey, Türkçe adı ise: Gri Kurt. Başrol oyuncuları: Liam Neeson,  Dallas Roberts, Frank Grillo. Yönetmeni: Joe Carnahan. Film 2012 yapımı ve imdb puanı: 7.1

Filmin konusundan kısaca bahsetmekte bir sakınca görmüyorum, çünkü filmdeki birçok heyecanlı sahne konusunun önüne geçiyor. Ayrıca sonu da belli değil zaten:) Bir petrol şirketine ait uçak içindeki çalışanlarla birlikte düşer. Kazadan kurutulan sadece bir kaç kişidir ve hayatta kalma mücadelesi başlar. Liam Neesonun Canlandırdığı Otway de kurtulanlar arasındadır ve petrol şirketinde çalışırken görevi tetikçiliktir (yani vahşi hayvanları şirket sınırlarına girmeden öldürmek) Bu yüzden kurtları iyi tanımaktadır ve uçakları vahşi kurtların avlanma sınırları içine düşmüştür. Bundan sonra kurtlardan korunarak hayatta kalma mücadeleleri başlar.


Beğenerek izleyeceğiniz heyecan dolu bir film. Ben ce kaçırılmaması gerekir:)